31 Ağustos 2013 Cumartesi

Duyuların Sevinci

Japonya'da ay ışığını seyretme toplantısı diye bir toplantı vardır. Sizi bu toplantıya davet ederler, fakat orada konuşmanıza izin vermezler. Güzel, zevkli bir çevrede oturur, ayın doğmasını seyreder ve bundan zevk almayı öğrenirsiniz. Japonlar doğaya karşı olan hayranlıklarında bizim anlayamayacağımız kadar ileri gitmişlerdir.


Kışın ilk karını seyretmek ve kutlamak için toplantılar yaparlar. Karın birden çevreyi nasıl değiştirdiğinin, tüm çizgileri nasıl yumuşattığının, ışıkla gölge arasındaki farkları nasıl ortadan kaldırdığının zevkini tadarlar.

Japonlar güzel bir yaz gecesi kırlara dinlemeye giderler, evet dinlemeye. Neyi biliyor musunuz?

Böceklerin müziğini. Ve orada saatlerce sessiz kalırlar.

Beni bir gün birçok kibar kadının mangal gibi bir şeyin çevresinde oturdukları bir toplantıya çağırmışlardı. Mangal kömürü yanarken içine değişik birçok odun parçacıkları atıyorlar, biraz yanıncaya kadar bırakıyorlar, sonra da duman çıkarmaya başladıklarında bu odun parçalarını özel bir tepsi içinde dolaştırıyorlar, herkesin sırayla koklamasını sağlıyorlardı. İnsan ilk defa orada şeftali, kiraz, çam, pelesenk ve daha başka odunların, müzik notaları gibi birbirinden ayrı kokularının olabileceğinin farkına varıyor.

Bu içerik "Hayata Yön Veren Öyküler" adlı kitaptan alıntıdır.

2 yorum:

  1. Biz daha evde tütsü yakalım. Adamlar aşmış =)

    YanıtlaSil
  2. Toplum bir nevi dogayla bütünleştirilmek isteniyor ve birtakim güzel aliskanliklar edinilmesi saglaniyo.

    YanıtlaSil

Teşekkürler